Avradını Siktiğim Küfrünü Ettiğiniz Gavatla Karısını Bulduk Hakkını Veriyorlar

Avradını Siktiğim Küfrünü Ettiğiniz Gavatla Karısını Bulduk Hakkını Veriyorlar; Karımla birlikte yaşadığımız olayları anlatacağım size, daha çok benim isteyerek boynuzlandığım olayları.

Karım Esra 36 yaşında, beyaz tenli, yeşil gözlü ve fiziği normal bir kadındır. Karım diye söylemiyorum ama çok güzel ve bakımlıdır. Bir de öylesine azgındır ki anlatamam.

Bunun en büyük sebebi de ailesi. Üniversiteye kadar da kapalıymış. Sonra yavaş yavaş açılmış, ama ne açılma! Ben onunla tanıştığımda üniversite son sınıfa gidiyordu ve bakire değildi.

Benim için de gayet normaldi, çünkü ben de birçok kızla sikişmiştim. Esra’nın geçmişini sorgulayamazdım, hatta bence tecrübe kazanması da daha iyi olmuştu.

Esra da bu konuda benim gibi düşünüyordu, hatta ikimiz bu konularda çok rahattık. Ne zaman bir mekanda güzel seksi bir kız görse bana gösterir, “Bak şuna harika görünüyor. Hadi puan ver!” derdi.

Ben de aynısını yakışıklı kaslı erkekler için yapardım. Belki de bu rahatlığım ve vurdumduymazlığım yüzünden anlattığım bu olaylar yaşanacaktı.

Üniversite sonrası hemen evlendik ve evlendikten sonraki yaz Ukrayna’ya gezmeye gittik. İkimiz de Avrupa’yı gezmeyi çok istiyorduk. İlk durak Ukrayna idi. Her yaz bir başka ülkeyi görmek istiyorduk, iş yüzünden yılda en fazla iki hafta zamanımız oluyordu.

Neyse Kiev’e vardık ve otele yerleştik. Güzelce şehir turundan sonra da akşam mekanın birine geçtik, biraz alkol aldık. Ve yan masada oturan Polonyalı bir çift ile bakışmaya başladık.

Onlar da bizim gibi yirmili yaşlardaydılar. Erkek olan uzun boylu, sarışın, manken gibi biriydi. Kadın ise yine sarışın ve 10 üzerinden 7’lik biriydi. Bunu söyledim, çünkü hemen Esra ile birlikte puanlarını vermiştik. Esra ise erkek olana 8 puan vermişti.

Bakışmalarımız sonrası erkek masadan kalkıp yanımıza geldi, kendini tanıttı. İsmi Pavel idi. Hemen Esra’nın elini tutup iltifat etti. Bizler de kendimizi tanıttık. Pavel bizi masalarına davet edince Esra bana baktı. Ben de olur diyerek onların masasına geçtik.

Sohbet falan derken iyice samimi olduk. Pavel’in karısının adı Agatha idi. Onlar da bizim gibi yeni evlilermiş ve bir kaçamak yapmaya gelmişler.

“Kaçamak derken?” diye sorduğumuzda da kendilerinin sadece birbirlerine ait olmadıklarını ve başka tatlara da bakmak istediklerini söylediler.

Mesaj açık ve netti aslında. Esra da ben de çok içmiştik. İkimiz de aslında benzer düşüncelere sahiptik. Yani sadece birbirimize ait değiliz gibi değil de… Biraz başka tatlara bakmaya açık gibiydik. Esra bana, “Bunlar fantezi peşindeler!” dedi. Ben de göz kırpıp, “Ne dersin?” dedim.

“Saçmalama!” dedi gülerek.

“Ciddiyim, eğer sen de istiyorsan… Biz de fantezi denemiş oluruz!”

“Off, salak salak konuşma!”

“Sen bilirsin, bu fırsat kaçmaz!” dedim. Benim çok ısrarcı olmam Esra’yı oldukça şaşırtmıştı ve bana “Sen bu karıyı sikmeyi kafana koydun galiba?” dedi sitemli bir şekilde.

“Ama çok güzel kadın karıcım… Tam slav güzeli… On üstünden on puan… Baksana taş gibi memeler, kalçalar, uzun bacaklar, senden güzel değil ama… Hem ben bunu sikerken yakışıklı kocası da seni sikecek, karşılıklı yani!” dedim. Bu cümle nasıl çıktı ağzımdan bilmiyordum. Esra, “Ciddisin sen aşkım?” diye bir daha sorunca ellerinden tutup, “Aşkım rahat ol… Kendini kasma, rahat bırak. Bak gelmişiz buralara, yabancı bir ülkede, yabancı bir şehirdeyiz. Kim nereden bilecek aşkım… Elin gavuru fantezi istiyor. Biz de onlar sayesinde monoton hayatımızda bir fantezi yaşamış oluruz.” dedim. Esra da, “İyi peki… Dediğin gibi, erkek de epey yakışıklı zaten… Ne yalan söyleyeyim, gördüğüm ilk anda hoşuma gitti herif…” dedi.

Ben de hemen Pavel’e döndüm. Konuşmalarımızı anlamasa da, karımla minik sohbetimizin konusunun aşağı yukarı ne olduğunu tahmin ediyor olmalıydı. Gülümseyerek konuşmamı bekledi.

“Bugün şanslı gününüz, biz de kaçamak peşindeyiz!” dedim.

“Aaa, öyle mi?” diyerek çok sevindi Pavel ve “O zaman birer içki daha söyleyelim! Hepimiz rahatlayalım önce…” dedi. O sıra Agatha kalkıp yanımda oturan Esra’yı kaldırdı ve onun yerine oturdu. Esra da onun koltukta boşalan yerine geçti.

Artık ok yaydan çıkmıştı. Eşlerimizi değiştirmiştik. Agatha benimle oynaşırken Pavel de elini karımın üzerinde, kalçalarında, mini eteğinin altındaki bacaklarında gezdiriyordu. Sonunda Pavel, “Hadi kalkalım artık!” dedi. Ben nasıl olacak diye düşünürken, Pavel, “Merak etme Esra’yı otelime götürüyorum ve bu gece onu çok memnun edeceğim, sen de karımı memnun et!” dedi gülerek ve Esra’yı alıp gitti. Ben de Agatha’yı alıp çıktım.

Farklı otellerde kalıyorduk, o yüzden iki taksi ile ayrıldık. Daha taksiye oturur oturmaz Agatha ile öpüşmeye başlamıştık. Otel odasına kadar öpüşe koklaşa gittik. Kendimi zor tutuyordum. Bütün gece güzelce sikiştik. Üç posta siktim Agatha’yı ve birçok kez orgazm oldu.

Gece boyunca Esra’yı hiç düşünmemiştim, ama o da elin gavuruna sikilmiş, orgazm üzerine orgazm olmuştu kesin…

Öğlene doğru Agata’nın telefonu çalınca uyandık. Arayan Pavel idi, “Gelmek üzereyiz!” dedi. Hemen toparlandık ve birlikte duş aldık. Duş alırken de Agatha güzel bir sakso çekti bana.

Ben Esra’dan hiç sakso istemezdim, çünkü sakso sonrası öpüşemiyorum, midem almıyor yani. O yüzden uzun süredir ilk kez bana sakso çekilmişti ve buna değmişti.

Bir süre sonra Esra ile Pavel geldi ve lobide vedalaştık. Esra ile birbirimize bakıp oldukça utanıyorduk. Ama ne Esra konuyu açtı, ne de ben… Sanki hiç yaşanmamış gibi davrandık. Sadece o gece deli gibi seviştik.

Sonlara doğru Esra üstüme çıkmış, yarağımın vajinasında gidip gelmesiyle zevkle inlerken kulağıma eğilip, “Dün gece için teşekkür ederim aşkım… Seni çok seviyorum!” dedi. Saçlarından tutup dudaklarını hırsla kemirdim.

“Ben de seni seviyorum bebeğim…” dedim. “Söylesene, güzel miydi? Kabuklu yarakla sikişmek hoşuna gitti mi?”

“Ohhh… Hem de nasıl… Harikaydı… Çok güzel sikti beni…” deyince çıldırdım. Alttan pompalamaya başladım iyice… İkimiz aynı anda, neredeyse haykırarak boşalmaya başladık.

Tatil sonrası eve döndük ve normal hayatımıza devam ettik.

Sonraki yaz Almanya’ya gittik. Birkaç şehrini gezdikten sonra Münih’te kuzenim Kemal’in evine gittik. Bir haftaya yakın da orada kalıp Türkiye’ye dönecektik.

Kemal ilk akşamda bizi meşhur bir mekana götürdü. Aşırı lüks bir yerdi. İçerisi elit insanlarla doluydu. Oturduk ve içmeye başladık. Kemal evli, ama karısı ailesinin yanına gitmişti. O yüzden tek gelmişti.

Ben de Esra da bütün herkesi puan yağmuruna tutmuştuk. Kemal çok şaşırmıştı biz ne yapıyoruz diye. Tam o sırada iş yerinden bir arkadaşı Kemal’i gördü ve selamlaştılar. Masaları epey kalabalıktı, ben, “Git oğlum, biz yengenle iyiyiz böyle!” dedim. Kemal de, “Peki!” diyerek ayrıldı.

Esra’nın da benim de 10/9 puan verdiğimiz bir çift vardı. Pistte dans ediyorlardı. Adam kadınla resmen ayakta sevişiyordu, elleri her yerinde dolanıyordu. Çok azgın bir çiftti. Esra kulağıma eğilip, “Bir kaçamak daha mı yapsak?” dedi. Ben şok olmuştum, yani böyle bir şeyi onun söylemesi cesaret isterdi.

“Kimi beğendin bakalım?” dedim. Bu onun için (Evet, olur!) demek oluyordu ki, “Gel benimle!” diyerek elimi tutup dansa kaldırdı ve o çiftin yanına gittik. Dans ederken onlarla bakışıp durduk. Bakışmalardan sonra da ayakta biraz sohbet edip tanıştık.

Adamın adı Felix, kadının adı Clara idi. Masamıza buyur ettik, onlar da bize ikram olarak bir şişe şampanya açtılar. Konu konuyu açtı ve kaçamak yapmak için burada olduğumuzdan bahsettik. Onlar da durumu hemen anlamışlardı ve “Biz seviyoruz zaten swinger partileri falan!” dedi Felix. Nokta atışı vurmuştuk resmen…

Dansa kalktık, Esra Felix’le, ben de Clara ile dans ediyordum. Bir ara Esra ile Felix pistin uzağına gitmişlerdi. Clara da çok fazla sarhoş olmuştu, sürekli beni öpüyor, elini sikime atıyordu. O yüzden ben, “Hadi bir an önce gidelim o zaman!” dedim.

Pistteki kalabalığın içinde eşlerimizi aradık ve bir köşede birbirlerine yumulmuş, hararetle öpüşürlerken gördük. Adam karımın dudaklarını emerek öpüyor, elini de elbisenin altından götüne sokmuş avuçluyordu. İnanılmaz bir manzaraydı ve aşırı tahrik olmuştum.

Clara yanlarına gidip dürtünce Esra beni gördü ve utandı. Masaya geri döndüğümüzde Esra, “Otel mi tutalım aşkım?” deyince otel lafını duyan Felix, “Otele gerek yok, bizim ev var, eve gidelim!” dedi. Esra da ben de tedirgin olmuştuk. Yani kaçamakta sorun yok ama aynı evde başkalarıyla sikişmekten çekinip utanmıştık. Esra bana, “Eee ne yapalım?” diye sorunca,

“Bir şey olmaz, gidelim!” dedim. Çünkü Clara aslında on numara kadındı ve onu kaçırmak istemiyordum.

Kapıya çıktık. Taksi beklerken kapıya Mercedes G kasa bir araba geldi. Hem de şoförlü (sonradan öğrendim mekanın şoför hizmeti varmış). Esra ile şoke olduk. Felix ön koltuğa biner diye beklerken beyefendi ikisini de alıp arkaya geçti. Ön koltuk bana kaldı.

Felix hem Esra ile hem de Clara ile öpüşüyordu. Deneyimli şoför ise durumu anlamış ve acıyan gözlerle bana bakıyordu. Esra aslında sarhoş değildi, az içmişti, o yüzden ortamda ben varım diye çok rahat değildi.

Çok sürmeden evlerine vardık. Kocaman bir villa! Bu arabadan sonra gayet normal yani. Hemen içeri girdik. Ben bir an önce Clara’yı sikmek istiyordum.

Clara kolumdan tutup üst kattaki bir odaya götürdü beni. Arkamızdan da Felix ile Esra geldi, onlar da yan odaya geçtiler. Hemen soyunup yatağa girdik ve Clara ile sevişmeye başladım.

Çok güzel bir kadındı ve belki 20 yaşında bile değildi. Hatta Felix kocası mı, onu bile sormamıştık. Belki de sevgililerdi sadece… Hemen domaltıp sikmek istedim, ama Clara aşırı sarhoştu, öpüp koklaşırken kollarımda sızıp kaldı.

Çok üzülmüştüm, böyle güzel, seksi bir kadını bir daha bulamazdım. Uykusunda bacaklarını ayırıp arasına girdim. Daracık amcığı güzeldi, tüylerini şekilli kesmiş, dudakları kabarık, tazecikti.

Önce o güzel amcığı öpüp kokladım, yaladım. Sonra da sikimi ıslatıp biraz gidip geldim amcığında, sonunda dayanamadım, amının içine döllerimi boşalttım. Rahatlamıştım ama karşılıklı seks yapmak kadar zevkli değildi doğrusu…

Yarım saat sonra yan odadan Esra’nın inleme sesleri geldi. Ön sevişme bitmiş sikiş başlamıştı. Yarım saatte karımı ne yemiştir diye düşünürken yine tahrik olmuştum.

On dakikaya yakın Esra’nın zevk inlemelerini dinleyerek oldukça azdım. Esra da fena inliyordu yani! Acaba nasıl sikiliyordu, hangi pozisyonda diye merak edip anahtar deliğinden bakmak için odadan çıktım. Şansıma oda kapıları tamamen kapalı değildi, aralıktı.

İçeriye baktığımda görüntü müthişti. Karım Felix’in kucağında zıplıyordu. Ama bir şey görmüştüm ki beynimden vurulmuşa dönmüştüm!

Felix Esra’yı götünden sikiyordu! Biz Esra ile hiç anal seks yapmamıştık! Adamın kucağında ise götünden fena sikiliyordu. Hem de kondomsuz!

Esra arada Türkçe ve İngilizce,

“Evet, devam et, süper, çok iyisin!” diyerek inliyordu. Adam arada Esra’yı rahatlatmak için götünden çıkıp amını sikiyordu.

Sonra pozisyon değiştirip Esra’yı altına alıp seri pompalamaya başladı. Esra orgazm üzerine orgazm oluyordu. Bir on dakika da böyle geçmişti. Adam artık dayanamayıp, “Geleceğim!” deyince Esra hemen yatakta dizlerinin üstünde adamın önüne geçti. Erkeğin boşalmak üzere olan taş gibi sikini emmeye başlayınca ben bittim. Adam dakikasında akıttı bütün döllerini Esra’nın ağzına.

Esra halinden memnun şekilde dölleri yuttu ve Felix’in yarağını yalayarak tertemiz etti. Felix te karımı tekrar yatağa yapıştırıp dudaklarına yumuldu.

O sakso olayı benim moralimi bozmuştu. Aşağı inip içki aradım. Evi de bilmediğimden mutfağın ışığını bulamadım. Buzdolabı açıp bakarken bir anda ışık açıldı, gelen karım ve Felix idi. İkisi de çırılçıplaktı.

Esra beni görünce kıpkırmızı oldu. Felix’in kabuklu ve uzun yarağı da yarı kalkık haldeydi. Esra’nın vücudunun her yeri öpüşme ve yoğrulmalardan kızarmıştı. Felix, “Adamım, naber? Güzel siktin mi karımı?” dedi ve arkadan karımın beline sarılıp kendine yapıştırdı, elini memelerine götürüp boynunu öperken, “Çok şanslısın, karın tam bir dişi aslan!” dedi. Esra Felix’in elini tutup çekmek istediyse de gözümün önündeydi, yani yapacak bir şey yoktu. Felix, “Bize katılmak ister misin?” dedi. Yani karımı birlikte mi sikecektik??? Esra da şaşırmıştı, gözlerini iyice açarak Felix’e dönüp, “Sen çık yukarıya, ben su alıp geliyorum!” dedi. Felix, “Tamam bebeğim, çok bekletme beni! Yarak yine taş gibi oldu, bunu sokmam lazım acele…” diyerek götüne tokat yapıştırıp yukarı çıktı. Esra biraz utanarak kısık bir sesle, “Özür dilerim, burada olduğunu bilmiyordum!” dedi.

“Sorun yok bebeğim, rahat ol!”

“Clara nasıl?”

“O da beni bekliyor!” Ona gerçeği, adamın karısıyla bir kez bile sikişemediğimi, kızı uyurken siktiğimi söylersem çok utanırdı, o yüzden söylemedim. Esra, “İstersen gidelim buradan, ne dersin?” dedi.

“Yok ya eğlenceli geçiyor. Hem kim bilir neredeyiz, bilmediğimiz yer!” dedim.

“Üşüdüm ben, su alıp yukarıya çıkayım!” Dolaptan şişe su alıp koşar adım yukarı çıktı.

Ben de biraz sonra çıktım. Yine onları izlerim umuduyla kapılarına yaklaştım, ama bu sefer tamamen kapalıydı, ben de Clara’nın yanına döndüm. Clara horlaya horlaya uyuyordu. Bir süre sonra yandan tekrar sikişme sesleri geldi. Felix karıma ikinci postayı atıyordu.

Aslında ben de yanlarına gidip ikimiz bir siksek iyiydi diye de düşünmüştüm, ama cesaret edemedim. Bütün gece karımın sikiliş seslerini dinlerken uyumuşum.

Sabaha karşı yandan gelen gülüşme seslerine uyandım. Aşağıda benden utanarak gidelim diyen karım anlaşılan adamla sikişirken pek utangaç değildi. Sonradan sesleri kesildi, belli ki duş almaya geçmişlerdi. Ben de tekrar uykuya daldım.

Neredeyse akşama doğru başımda büyük bir ağrıyla uyandım. Clara yanımda yoktu. Aşağıdan tabak sesleri gelince üstümü giyinip indim. İki seksi kadın birlikte kahvaltı hazırlıyordu. Esra’ya, “Artık gitsek mi?” derken konuma bakmak için telefonu açtığımda kuzenim Kemal’in onlarca cevapsız araması ve mesajlarını gördüm.

Tabii ya, biz Kemal’i hepten unutmuştuk! Mesajları açıp okuyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

“Kuzen senin gavat olduğunu bilmiyordum. Boynuzlu ibne seni! Almanya’ya karını siktirmeye mi getirdin? Amına koduğumun pezevengi seni!” ve bir sürü küfür, benzer cümleler yazmış.

İlave olarak da Esra’nın Felix ile dans ederken, öpüşüp elleşirlerken görüntülerini göndermişti. Bitmiştik resmen! Esra yüzümün halini görünce, “Ne oldu?” dedi. Ona telefonu uzatınca,

“Hassiktir! Ne yapacağız şimdi?” diye telaş yaptı.

“Dur bekle arayayım şunu, sen de hazırlan hemen çıkıyoruz!” dedim. Felix’lere durumu anlattık. Felix, “İstersen biz de gelelim, durumu anlatalım!” falan dediyse de, “Yok, daha kötü olur!” dedim. Bize hemen taksi çağırdı, kuzenin evine doğru yola koyulduk. Yoldayken kuzeni aradım. Telefonu açtı,

“Ne var lan gavat?” dedi.

“Doğru konuş, eve geliyoruz, konuşalım!”

“İyi, gelin bakalım, bekliyorum!”

Eve vardık ve içeri buyur etti. Ben hemen ona saldırıp telefonunu almak istedim, görüntüleri silmek için. Ama Kemal,

“Yok öyle amcaoğlu… Sen de, orospu karın da geçin oturun, konuşacağız!” dedi.

Doğru konuş lan! Karıma nasıl orospu dersin sen?” diyerek üstüne yürüdüm, ama Esra araya girdi. Kemal,

“Ne var lan? Yalan mı? Karın orospu işte, başka erkeklerle sikişiyor. Sen de onun pezevengi değil misin? Otur şuraya, pazarlık yapalım!” dedi.

“Ne? Ne pazarlığından bahsediyorsun?”

“Pezevenk ile ne pazarlığı olur? Orospu karını kaça siktiriyorsun? Karını ben de bağırta bağırta sikmek istiyorum!” dedi. Esra Kemal’e tokat atmak istedi, ama Kemal elini havada yakalayıp, “Niye yenge? Elin Alman gavuruna var da bana yok mu? Kabuklu yarak yemek hoşuna mı gitti yoksa?” dedi. Sonra bana dönüp, “Şöyle yapacağız amcaoğlu… Hazır benim karı da yok. Onun yerine burada kaldığınız bir hafta boyunca Esra bana karılık yapacak. Yemek yapacak, bulaşık yıkayacak, altıma yatacak, ben ne istersem onu yapacak.”

“Ben ne yapacağım peki?”

“Sen de evde kalıp karının bana karılık yapmasına şahit olacaksın. Hadi iyisin, sana da kıyak yapıyorum, sen de zevk alacaksın, ben de alacağım ve bu olaydan da kimseye bahsetmeyeceğim!”

“Ya kabul etmezsek?”

“Öyle bir şansınız yok. Dediklerimi yapmazsanız bütün sülaleye anlatır ve görüntüleri de gönderirim herkese!” dedi. Benden önce Esra, “Peki kabul, ne istersen yaparım. Ama kocam yanımızda olmayacak!” dedi.

Karımın olayı kabullenmesi, onay vermesi içimi rahatlatmıştı biraz… Ama yanlarında olmama, onları izleyememe şartı canımı sıktı. Oysa karımı başka bir erkekle sikişirken izlemek istiyordum deli gibi…

“Niye kocan olmayacak?” diye sordu Kemal.

“Olmaz, utanırım!”

“Orospu utanır mı lan?” dedi. Ben de Esra’ya, ”

“Tamam canım, utanmana gerek yok, sorun değil!” dedim. Esra, “Nasıl ya?” deyince ben de, “Kemal haklı!” dedim. “Dün Clara sızıp kaldı yatakta… Ben de senin Felix’le sikişmenizi izledim kapının aralığından… Utanacak bir şey yok yani…” Kemal,

“Vay vay, ne büyük gavatmışsın! Karını siktirmek yetmiyor, bir de izliyorsun ha?” dedi. Esra’nın yüzü kıpkırmızı oldu,

“Her şeyi mi izledin?” dedi.

“Evet! Her şeyi… Sonuna kadar hem de…” dedim. Yani götünden sikildiğini ve saksoyu bildiğimi biliyordu artık. Esra daha da utanmıştı ve bana sarılıp ağlamaya başladı. Saçlarını okşayarak, “Sorun yok aşkım! Sakin ol, rahatla…” dedim. Gözündeki yaşları sildim, dudaklarını öpücüklere boğdum. Rahatlamıştı artık, gülümsüyordu. Kemal, “Gel bakalım şöyle yamacıma!” deyip karımı kollarına aldı ve “Hadi o zaman karıcığım bize bol köpüklü kahve yap da içelim!” dedi.

Az önceki gergin ortam gitmişti, artık herkes rolüne bürünmüştü. Esra birkaç günlüğüne Kemal’in orospusu, ben de pezevengi olacaktım. Esra mutfağa gidince, Kemal, “Geç otur şöyle amcaoğlu, anlat bakalım!” dedi.

“Anlatacak bir şey yok, ilk kez yapıyoruz, zaten çok sarhoştuk, aramız da biraz bozuktu, kıskandırmak istedik birbirimizi, ama işler farklı gelişti!” dedim.

Amcaoğlu yemedi tabii, alaycı bir gülüş attı.

“Esra’ya bir bakayım!” deyip mutfağa gittim.

Esra’nın heyecandan mı korkudan mı nedir, eli ayağına dolanmıştı. Gözünün önündeki kahve makinesini göremiyordu. Tuttum ellerinden ve ona sakin olmasını söyledim.

Başımıza büyük bir bela almıştık. En azından Esra’yı bu duruma daha da ikna olması için onunla sohbet edip, “Kemal’i beğeniyor musun?” diye sordum. Kemal benden bir yaş büyük ve bana göre 10/6 puan değerinde sayılacak biriydi.

“Bilmem ki, fena sayılmaz… En azından 8 gibi…” dedi.

“Ne güzel işte… Demek ki Kemal’i beğeniyorsun, benden fazla not verdin. Bak canım, benim açımdan hiç bir sorun yok, zaten elindeki koz çok büyük, millete anlatırsa biteriz.”

“Doğru söylüyorsun kocacığım…”

“O yüzden ne isterse yap, hatta keyfini çıkar. Yine kaçamak gibi düşün… Benden de utanma, bunu her ikimizin de zevk aldığı bir türlü fantezi oyunu gibi düşün!” dedim.

“Doğru mu peki?”

“Ne doğru mu?”

“Benim başka bir erkekle seviştiğimi izlerken zevk aldığın doğru mu?” dedi. Karımı rahatlatmak için, “Evet, çok zevk aldım dün seni izlerken!” dedim. “Harika görünüyordun. Seks yıldızı gibiydin adamla sevişirken…”

Aslında yalan değildi, az da olsa zevk almıştım. Ama bundan çok memnun olduğumu hissettirmem lazımdı ona…

“O yüzden çok rahat olabilirsin, Kemal’i ne kadar çok memnun edersen o kadar iyi!”

“Nasıl?”

“İşte ne bileyim, o demese de ona yanaş, cilve yap, flört et, orospular nasıl yapıyorsa öyle yap işte!”

“Orospusu mu olmamı istiyorsun yani? Harbi pezevenksin!” dedi sinirle, ama sonra karşılıklı güldük. Çünkü çıkmazdaydık, yapacak bir şey yoktu. Bir anlık suskunluktan sonra, “Yani bana sürekli orospum, karım falan derse senin daha da hoşuna mı gidecek?” diye sordu.

“Evet!” deyince, “Tamam, dediğin gibi fantezi oyunu gibi olsun, Roleplay yani! Ama merak etme, senin de zevk alman için elimden geleni yapacağım!” dedi. İçeriden Kemal, “Kahve nerede kaldı?” diye seslenince, Esra, “Geliyor kocacığımmm!” diye bağırdı ve bana dönüp orospu bakışı attı.

Felix haklıydı, benim karım dişi aslandı ve ben uyuyan bu aslanı fena uyandırmıştım. O az önceki ne yapacağını bilmeyen ürkek karım gitmiş, yerine kendini rolüne kaptırmış orospu Esra gelmişti.

Esra kahveleri fincanlara doldururken ben Kemal’in karşısına geçtim. Kemal, “Ne konuştunuz bu kadar bakayım?” dedi.

“Esra’ya rahat olmasını söyledim sadece kuzen! Pezevenkler böyle yapmaz mı?”

“İyi iyi!”

O sıra Esra kahveleri getirdi. Esra halen dün geceki elbisesiyleydi. Sadece külotlu çorap yoktu. Aceleyle çıktığımızdan giymemişti. Sütün gibi beyaz parlak bacakları ortadaydı.

Elbisesi de oldukça kısaydı, ama kendi de daha da yukarı çekmiş olmalıydı. Bana kahve verirken eğildiğinde Kemal’e müthiş bir manzara sunmuştu. Bunu Kemal’in yüzünden anlamıştım. Kemal, “Vay vay, bu nasıl amcık böyle, kaymak gibi! Yerim ben bu amcığı!” dedi.

Sonra da ayağa kalkıp karıma sarılıp, “Amcaoğlu bu neymiş böyle yaa!” deyip elbisesinin eteğini biraz daha yukarı çekiştirip amını götünü ellemeye başladı. Esra tam bana dönmüş ve yüzüme bakıyordu.

O an fark ettim ki altında külotu yoktu. Ama Felix’lerdeyken elbisesini giydiğinde görmüştüm, külotu vardı, demek ki hınzır karım mutfakta çıkarmış ve bilerek Kemal’e sunmuştu manzarayı! Esra Kemal’e, “Dur aşkım acele etme, daha çok zamanımız var, önce kahvelerimizi içelim!” dedi. Kemal de, “Gel bakalım şöyle kucağıma!” diyerek karımı kucağına oturttu.

Karım iyice kucağına yerleşip kahvesinden bir yudum içti. Kemal ellerini karımın bacaklarında dolaştırıyor, sürekli okşuyordu. Karım da bir yandan naz yapıyor gibi gıdıklanıyor, cilve yapıyordu…

Kemal Esra’yı kucağından indirip yanındaki koltuğa oturttu ve ayaklarını kaldırıp öpüp koklamaya başladı. Belli ki ayak fetişi vardı. Esra’nın ayakları da çok bakımlı ve şekli düzgündü. Kıpkırmızı ojeleriyle çok seksi ayakları vardır. Ayaklardan bacaklara yönelince Esra, “Anladık kahve içmeye bile zaman yok!” dedi gülerek. Elindeki kahveyi sehpaya koyarak Kemal’in elinden tutup,

“Hadi gel, yatak odamıza gidelim kocacığımmm!” dedi.

Kemal bir çırpıda Esra’yı kucağına alıp hızlı adımlarla yatak odasına götürdü. Esra aşırı mutluydu ve keyif alıyordu bu olaydan ve ben buna çok şaşırmıştım. Kemal de transa geçmiş gibiydi, ama Esra aslında ne yaptığını çok iyi biliyordu.

Giderken bana gel işareti yapmıştı. Onu başka bir erkekle sevişirken izlememi istiyordu, çünkü ona bundan çok zevk aldığımı söylemiştim. Yani Esra’ya göre karşılıklı olacaktı ve daha rahat olacaktı!

Arkalarından ben de gidiyordum ki elimdeki kahve fincanını mutfağa koyarken tezgahta Esra’nın külodunu gördüm. Tam tahmin ettiğim gibi, bilerek çıkarmıştı. Kemal’i olabildiğince tahrik etmek istiyordu. Bu ne benim, ne de Kemal’in oyunuydu, artık Esra’nın oyunuydu!

Fincanı bırakıp girdim yatak odasına. Kemal Esra’yı hemen yere indirip soyunmaya başladı. Esra da bana, “Şunu açsana!” diyerek elbisenin arkasındaki fermuarı gösteriyordu! Tam bir orospu hareketiydi resmen. Fermuarı bana açtırmak istedi! Kendi elimle karımı soyacaktım!

Fermuarı açınca elbisesi ayaklarına düştü, Esra çırılçıplak kalmıştı. Kemal de heyecandan kafayı yemişti. Az önceki artistlik yapan adam gitmiş, sanki ilk kez milli olacak bir çocuk gibi heyecanlıydı.

Tabii heyecanlı olacaktı, çünkü Esra tam bir taş bebekti ve kendi karısından çok daha güzel, çok daha seksi ve çok daha bakımlı bir kadındı. Ben yatağın kenarına oturdum ve Kemal’in soyunmasını ayakta bekleyen Esra’ya, “Yeni kocana yardımcı olsana aşkım!” dedim. Esra bana dönüp vayy bakışı attı ve “Tabii ki kocacım… Seve seve yardımcı olurum sikicime!” dedi. Resmen karşılıklı gol atıyorduk birbirimize. Ben de bundan keyif almaya başlamıştım.

Esra Kemal’in soyunmasına yardımcı oldu. Kemal beklediğimden daha kıllıydı. Esra da fark etti, ama ortamın azgınlığı had safhadaydı. Esra Kemal’in donunu da indirince kapkara, kalın bir yarak çıktı ortaya. Yani karımın bembeyaz kaymak gibi daracık amına bu kara yarak! Müthiş bir tezat oluşturacaktı bu ikili…

Neyse, Kemal hemen kucakladı Esra’yı ve yatağa atladılar. Elleri karımın her yerinde, diliyse dudağında, boynunda, memelerinde dolanıyordu. Esra da ellerini onun boynuna sarmış, tadını çıkarıyordu.

Ben de artık bu durumdan deli gibi zevk alıyordum. Ben de soyunup sikimi sıvazlamaya başladım. Amcaoğlu öpücüklerini karımın göbeğinden bacaklarına yöneltti ve şapur şapur öptü, yaladı.

Sıra amına geldi ve yüzünü zevk sularından sırılsıklam olmuş karımın amına gömdü, dil darbeleri kondurdu. Esra iyice inlemeye başlamıştı, dudaklarını ısırıyordu. Kemal’in saçlarını okşuyor, arada bastırıp daha derin yalamasını sağlıyordu. Amcaoğlu bu işte çok iyiydi.

Esra kısık ve azgın bir ses tonuyla,

“Yala aşkım, ye amımı, amım feda olsun sana!” diyordu. Yan gözle de bana bakıp, “Bak gör am nasıl yalanır, senin yalamadığın amımı nasıl yalıyor!” demez mi? Kemal kafasını kaldırıp, “Nasıl yani amcaoğlu, hiç yalamadın mı? Bu am yalanmaz mı lan!” dedi. Esra,

“Yok yalamadı, götümden de sikmedi, ben de gittim başkalarına siktirdim götümü!” dedi.

“Vay vay vay… Amcaoğlu bu orospu çok ateşli, senin işin zor!” dedi. Esra da bunun üzerine, “Hadi ateşimi söndür, önce götümden sik de gerçek erkek nasılmış, kocam da görsün!” dedi.

“Hay hay orospum! Ulan benim karı götten vermez, millette ne karılar var! Dur bebe yağı losyon falan bakalım!”

“Gerek yok, dün sabaha kadar götümden sikildim. Deliğim halen geniştir! Tükürüp ıslatman yeter…” dedi ve domalıp götünü yukarı kaldırdı.

Belini de aşağı çekerek götünü kabak gibi ortaya çıkardı. Tertemiz pespembe göt deliği ortaya çıkmıştı. Dediği gibi deliği iki parmak girecek kadar da genişti. Kemal, “Dediğin gibi… En azından yalayıp ıslatayım biraz!” diyerek tam deliğe yumulacakken Esra ona,

“Dur canım! Pezevengim ıslatsın deliğimi… Madem götümü hiç sikmedi, kendi hazırlayacak senin için!” dedi.

Bu artık kırmızı çizgiyi aşan bir durumdu! Esra tüm bunları benim de zevk alacağımı düşündüğünden yapıyordu, ama kendini iyice kaptırmıştı. Ben, “Olmaz!” dediğimde, Kemal,

“Gel lan buraya gavat, yala orospunun götünü! Ben ne dersem o olacak, unuttun mu?” dedi. İstemeye istemeye karımın arkasına yöneldim, götünün yanaklarını okşayıp öptüm. Esra, “Hadi deliğime in! Deliğimi yala!” dedi.

O an anladım ki aslında Esra hep benim onun götünü yalayıp sikmemin hayallerini kuruyormuş, fırsatı bulunca da kullanmış. Ne olacaksa olsun, bir anda bitsin diyerek hızlıca deliğini yalamaya başladım. Esra zevkten kudurmuştu, “Yala götümü, evet! Kemal için, sikicim için hazırla!” diye inlerken orgazm olmuş, amından akan sular bacaklarına süzülmüştü.

Esra’nın böyle zevk sarhoşu olması beni de azdırmıştı, hemen götünü parmaklamaya başladım. Kemal, “Çekil amcaoğlu, o benim işim!” diyerek beni itti. Ve deliğine kocaman tükürüp yalamaya başladı. Sonra da parmaklarla iyice genişletti. Deliği iyice genişleyince sıra sikişe geldi diye düşünürken, Kemal Esra’ya, “Hadi aşkım, sen de benimkini ıslat!” dedi. Esra, “Hay hay!” diyerek hemen yumuldu yarağına. Sonra da, “Bu herif bana hiç sakso da yaptırmadı, biliyor musun!” dedi. Kemal de az piç değildi, “Öyle mi? Çok mu seviyorsun yarak emmeyi?” diyerek oyuna dahil oldu. Esra, “Hem de çok!” dedi. Kemal de, “Yala o zaman erkeğinin yarağını!” dedi. Esra ona bir güzel sakso çekti. Kemal, “Hiç sakso çekmeyen birine göre çok tecrübelisin!” dedi.

“Var birkaç tecrübem. Hadi, yeterli şimdilik, deliğim daralmadan gir götüme!” dedi.

Kemal hemen dayadı sikini ve başını soktu. Esra, “Hadi daha derine gir, hepsini istiyorum götüme!” diye inliyordu.

Kemal yavaş yavaş sokmaya devam ediyordu. Esra da transa geçmiş gibi gözleri zevkten kaymıştı. Esra’nın böyle zevk aldığını görmek beni zevk delisi yapmış ve sikimi hızlı hızlı sıvazlamaya başlamıştım. Pavel’in yarağını görmedim, ama Felix’inkine göre Kemal’inki çok kalındı.

“Hadi Kemalimmm, ben hazırım, sik götümü, parçala, pezevenk kocam da görsün karısını götünden nasıl sikiyorlar!” diye bağırınca ben dayanamayıp boşaldım.

Kemal kalanını bir anda götüne kökleyince Esra çığlığı bastı. Kemal sonra da yavaş yavaş git gellere başladı. Esra iyice alışınca ‘Şak, şak, şak!’ (halen sesler kulağımda) diye seri şekilde karımın götünü sikmeye başladı. Dur durmak bilmiyordu. Esra’nın, “Ohhh, ahhh, evet, devam!” sesleri ile çınlıyordu odada. Kemal bir on dakika böyle siktikten sonra yoruldu. Yavaşlayınca Esra durumu anlayıp, “Pozisyon değiştirelim!” dedi. Onu yatağa sırt üstü uzandırıp kendi de bana doğru dönüp götünü Kemal’in kucağına bıraktı. Bir eliyle yarağını götüne nişanlayıp diğer eliyle de benim omzuma koyup denge sağlayarak oturup kalkmaya başladı.

Esra ile yüz yüzeydik. Aramızda iki karış mesafe vardı. Kemal ilk defa böyle bir pozisyonda sikiştiğini söyledi ve “Kaç kişiye verdin götünü orospum, bu nasıl bir pozisyon?” dedi büyük zevk alarak! Esra kulağıma eğilip, “Çook!” dedi.

“Esra! Ulan nasıl çok?” Afallamıştım iyice! Esra bir eli omzumda bir eli de ıslanmış amında zıplarken, Kemal, “Aşkım dayanamıyorum, kusura bakma geleceğim, içine mi boşalayım?” dedi. Esra da bana doğru, “Nereme boşalsın?” dedi.

“Karar veremedim canım… Sen nerene istiyorsan oraya boşalsın!” dedim.

“Ağzıma istiyorum, hepsini yutacağım! Olur mu?” dedi.

“Olur!” dedim. “Yeter ki sen zevk al…”

Esra Kemal’in üstünden kalkıp götünü bana dönerek sikine yumuldu hemen. Esra’nın göt deliği kocaman olmuştu. Kemal, “Geliyorummm!” diye nara atarak Esra’nın ağzına boşalttı döllerini. Esra da dediği gibi hepsini yuttu. Sonra da kendini Kemal’in kucağına bırakıp ona sarıldı. Kemal, “İkinci posta daha uzun olur!” dediyse de Esra halinden gayet memnundu. Ona sarılmış halde göğüs kıllarını öperek, “Sikicim benim, süperdin! Biraz dinlenelim, beni dünkü alman fena sikti dağıttı, yorgunum biraz dinleneyim!” dedi.

“Olur tamam ama amının tadına bakmadan hemen bırakmam! Ben böyle bir şey beklemiyordum! Değil birkaç gün, bir ömür karım ol! Benimkini boşayıp seni alayım!” dedi. Sonra da bana dönüp, “Ulan orospu çocuğu, böyle karım olacak onu yaraksız bırakmazdım!” dedi.

“Bırakmıyorum ki, baksana 24 saatte iki farklı yarak yedi!” dedim. Kemal kahkahayı bastı, Esra da bana yine vayy bakışı attı.

Esra beni iyice kudurtmak için bana bile yapmadığı cilveyi Kemal’e yapıyordu. Birkaç dakika öpüştüler. Kemal Esra’nın bacaklarını ve ayaklarını okşayıp sikine sürttüyordu. İyice sertleşince Esra Kemal’in yarağına yumulup saksoya başladı.

Kemal Esra’nın başını okşuyordu. Esra da harbiden kırk yıllık orospu gibi sakso çekiyordu. Hemen misyoner pozisyonuna geçip Kemal kara boğasını benim karımın amına sürtmeye başladı. Esra, “Hadi gir amcığıma!” diye kıvranıyordu. Kemal keyfini çıkara çıkara karımın amına girip onu altına aldı ve seri şekilde pompaya başladı. Tempo tutarak dakikalar boyunca sikti karımı. Sonra domaltıp bir on dakika da öyle sikip içine boşaldı. Karım kontrol hapı kullandığından rahattık zaten.

İkisi yatakta bitkin haldeyken Esra Kemal’e, “Kocacığım sen duşa gir, ben de geliyorum!” dedi. Kemal hemen ebeveyn banyosuna girdi. Esra yanıma yanaşıp kucağıma geldi, “Seni çok seviyorum bir tanem, bana bu zevkleri yaşattığın için çok teşekkür ederim! Sen de yeterince zevk aldın mı?” diye sordu. Ben de dudaklarına öpücük kondurup, “Evet, sen de bunu hak ettin!” dedim. Dudakları yapış yapış döl olmasına rağmen öpmüştüm! Kemal, “Hadisene kız gel artık!” diye seslendi. Esra tam gidecekken benim yarı kalkık ve her yeri döl olan sikimi bir güzelce yaladı. Yaladıktan sonra da, “Biliyor musun, hep bunu hayalini kurmuştum!” dedi. Kemal yine seslenince, “Geliyorum aşkımmm!” deyip gitti. Ben de diğer banyoya girip duş alıp yıkandım. Banyodan çıkıp tekrar yatak odasına geçtiğimde ikisi yine sarmaş dolaştı. Kemal, “Ee yeter amcaoğlu, karı-kocanın yatak odasına zırt pırt girilmez. Ben güzel karımla uyuyacağım, hadi kışt kışt!” dedi.

Akşam vaktiydi, saat daha erkendi, ama ben de yorgundum, diğer odaya geçip uyudum. Gözlerim kapanırken içeriden karımın zevk dolu inlemeleri yükselmeye başlamıştı bile…

Kuzenim ve karım içeride yatak odasında sikişiyorlardı. Gülümsedim. Birbirinden azgın ikiliyi bir araya getirdiğim için mutluydum. Onlarla beraber ben de çok zevk almıştım doğrusu…