Aşırı Sıcaklar Yüzünden Beyin Amcıklaması Geçiren Evli Sürtük Kargocuya Veriyor; Bundan bir yıl önce görücü usulüyle, 39 yaşında, şişman, kel, kaba saba ve çirkin bir adamla, sırf çok zengin olduğu için evlendirildim ve Bursa’ya gelin gittim.

Kocam, cinsel anlamda tam bir felaketti. Sadece onun işi görülene kadar yataktaydık. Zaten siki de küçüktü, neredeyse bir çocuk pipisi kadar, olsa olsa 10-12 cm kadar anca var.

Tabi işlevi önemli, boy önemli değil diyenler de var, fakat içinizi dolduramayan, varlığıyla yokluğu bir olan bir erkeklik organı sizi ne kadar tatmin edebilir ki? Artı, o küçük erkekliğin sahibi de cahilin, hödüğün tekiyse… İşte ben de bu nedenle hiç tatmin olamadım evlendikten sonra, orgazm nedir hiç bilemedim.

Genç kızken, kız arkadaşlarımızla sohbet ederken cinsel konularda duyduklarımızı, bildiklerimizi anlatır, neşelenirdik. Evlendikten sonra kocam yanımda horlarken, ben o günleri düşünür, arkadaşlarımın anlattıkları hikayeleri hatırlamaya çalışır ve elim amımda kendimi tatmin etmeye uğraşır hale geldim. Ancak tam zevkimin ortasındayken kocamın kıl yumağı gibi vücudu aklıma gelir ve her şey berbat olurdu.

Evlilik yıldönümünü kutlamayı umduğum o gün de en seksi kıyafetlerimi giymiş ve kocamın işten gelmesini beklemeye başlamıştım. Kararlıydım. Kocamı azdırıp beni adam gibi sikmesini sağlayacak, en azından o gece ben de tatmin olacaktım.

Ancak evdeki hesaplar kocama uymadı. Beni telefonla aradı ve gelemeyeceğini, işleri için iki günlüğüne İzmir’de olacağını haber verdi. Kaynım Serhat’ı da yalnız kalmayayım, bana göz kulak olsun diye eve yolladığını söyleyip kapadı telefonu…

Evlilik yıldönümümüzü bile unutmuştu öküz! Sağlık olsun dedim kendi kendime… Kaderim böyleymiş, lanet olsun.

Kocam telefonu kapadıktan yarım saat kadar sonra Serhat geldi. Ben bu arada üzerimi değişmiş, tekrar günlük kıyafetlerimi giymiştim. Serhat’a kapıyı açtım ve tokalaştık.

“Merhaba yenge, naber?” dedi.

“İyiyim yengeciğim, sen nasılsın? Hoş geldin!” diyerek karşıladım kaynımı.

Serhat, 1.80 boylarında, body sporu yapan, 25 yaşında, bekar bir gençti. Kocam İzmir’den dönene kadar, ben yalnız kalmayım diye bizde kalacaktı. Saat gece 21:00 civarı Serhat’ın odasını hazırladım ve

“Serhat odan hazır, istediğin zaman yatabilirsin, ben on dakikalığına bir komşuya uğrayacağım!” diye seslendim.

Serhat kendi odasındaydı. Ses gelmeyince yanına gittim, kapısı açıktı. Kulağında kulaklık, bilgisayardan müzik dinliyordu. Kulaklığı çıkardım ve tekrar odasının hazır olduğunu, komşuya gidip geleceğimi söyledim.

“Tamam yenge, sağol!” diyerek bana göz kırptı ve gülümsedi, kulaklıkları yine taktı. Hiç kocama benzemiyordu bu çocuk… Kaynanam başkasından mı peydahlamıştı bunu bilmiyorum ama, abisiyle taban taban zıttı. Hem görünüş, hem yaşam tarzı, yakışıklılığı, boyu posu, her şeyi…

Ben de bu yakışıklı delikanlıyı evde bırakıp komşuya gittim. On dakikalığına diye çıkmıştım evden, ama iki saat kadar oturmuşum Hayriye hanımla… Saat on bir gibi tekrar eve geldiğimde Serhat yatmıştı. Ben de odama çekilip uyudum.

Bir ara uyandım, saate baktım, gecenin 02:30’unu gösteriyordu. Açlıktan midem kıyılmıştı, mutfağa iki lokma bir şeyler atıştırayım diye odamdan çıktım. Nasıl olsa oğlan uyumuştur diye üzerime hiç bir şey almadım. Sütyen külot mutfağa ilerledim.

Serhat’ın odasının kapısına yaklaştığımda bilgisayarın monitöründen ışık vuruyordu koridora… Demek ki o da benim gibi uyuyamamış, kalkıp bilgisayarı açmıştı.

Kapıya biraz daha yaklaştım, tahmin ettiğim gibi Serhat bilgisayar başındaydı. Yarı çıplaktı, üzerindeki tek giysi olan baksırla oturuyordu ve sırtı kapıya dönüktü.

Hafifçe başımı kapıya doğru uzattığımda, gözlerim fal taşı gibi açılıverdi. Uykum da tabi… Serhat’ın bilgisayarda Doeda.one sitesinden porno izlediğini fark ettim. Kulaklıkları yine takmıştı ve benim geldiğimin ve onu izlediğimin farkına bile varmamıştı. Koridorda, bilgisayara sadece iki metre uzaktan, ben de onun izlediklerini izlemeye başladım.

Gördüklerim beni fena etkilemişti, amım birden sırılsıklam oldu. Elim bacaklarımın arasında, koridor duvarına dayanmış halde amımı okşuyordum. Bir süre sonra sırtım duvara dayalı, yere oturacakmışım gibi bir vaziyette aşağı kayarak gözlerim kapandı ve titreyerek orgazm oldum…

Ama tam o sırada Serhat kulaklığı çıkarmış ve orgazm olurken çıkardığım iniltileri duymuş, kapının ağzında dikilmiş, beni izliyormuş. Gözlerimi açıp Serhat’ı fark ettiğimde hemen toparlandım, “Ben… ben mutfağa gidiyordum… Bir şeyler atıştıracağım. Sen de ister misin Serhat?” diyebildim kekeleyerek.

Başını hafifçe salladı, yüzünde hin bir tebessüm vardı. Mutfağa girdiğimde (Ne yapacağım ben şimdi?) diye düşünüyor, bir yandan da telaşla bir şeyler hazırlamaya çalışıyordum. Ama inanın ne hazırladığımı ben de bilmiyordum.

Serhat sessizce gelip arkamdan sarılınca, elimdekiler fırladı elimden ve bir çığlık attım. Serhat belimden sımsıkı tutmuştu. Kulağıma eğilip, “Korkma yenge, benim!” diye fısıldadı.

“Serhat ne yapıyorsun sen? Kendine gel!” diyerek itmeye çalışsam da, mümkün değildi, çok güçlüydü…

Boynumu öpmeye başladığında, kalçalarım arasındaki sertliği fark ettim. Çok korkuyordum, “Serhat lütfen yapma… Ne yaptığını bilmiyorsun sen!” diyordum sürekli ama hiç etkisi ve faydası yoktu.

“Neden yapmayayım yenge? Kapımın önünde kendini okşarken yakaladım seni… Abim seni tatmin etmiyor mu da, mastürbasyon yapıyorsun yenge?” dedi bana.

Korkuyla birlikte müthiş bir heyecan dalgası kaplamıştı içimi, çünkü arkamdaki sertliğin çok büyük olduğunu hissedebiliyordum. Sonunda, biraz da arkama dayanan taş gibi erkeklik organının da etkisiyle yumuşadım.

Bütün itirazlarım boştu zaten, ben ne desem yararı yoktu, kafaya koymuştu beni becermeyi… Onun erkek gücüyle başa çıkacak halim yoktu. Zaten öyle tahrik olmuş durumdaydım ki, başa çıkmayı da istemiyordum aslında…

Kollarının arasında döndüm, şehvetle bana bakan güzel gözlerine diktim gözlerimi… Dudaklarım istekle titriyordu. Fısıldadım, “Beni mi sikeceksin Serhat? İstediğin bu mu? Yengeni sikecek misin?” dedim.

Gözleri daha çok karardı benim soruma karşılık… Cevap bile vermeden beni kucakladığı gibi yatak odasına götürdü. Sırtüstü yatağa yatırdı, geceliğimin eteklerini yukarı sıyırdı, bir çırpıda külodumu çekip çıkararak, ağzını amıma gömdü.

Artık itiraz edemiyor, sadece o anın tadını çıkarıyordum. Dudaklarını amımın dudaklarıyla birleştirmiş, deli gibi emiyordu. Sadece amımı yalayıp emerken iki kez boşalmıştım. O arada geceliğimi de fora etmiştim. İlk kez kocamdan başka bir erkeğin karşısında çırılçıplaktım…

Kafasını amımdan kaldırdığında, ağzı yüzü amımın sularıyla sırılsıklamdı. Bana, “Olduğun gibi kal!” diyerek yatak odamdaki banyoda ağzını yüzünü yıkayıp geldi. Ancak baksırını henüz çıkarmamıştı.

“Hadi çıkar şunu!” dedim gözümle külodunu işaret ederek. Kolumdan tutup ayağa kaldırdı beni, dudaklarıma yumuldu. Harika öpüyordu. Ateş yine basmıştı vücudumu. Bana, “Sen çıkaracaksın onu!” diyerek omuzlarımdan bastırdı.

Sikini ağzıma almamı istiyordu besbelli. Bunu kocam da çok isterdi, ama ben kocama bunu yapmayı sevmiyordum. Serhatın göğsünü öpüp yalamaya başladım, oradan da aşağıya, beline kadar indim.

Yarağı baksırı yırtıp çıkacak kadar zorluyordu. Baksırı aşağı sıyırdığımda, kocaman bir şey yüzüme çarptı. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Belki vücuduna oranla sikinin boyu çok büyük değildi, ama ben böyle bir şeyi daha önce canlı canlı hiç görmemiştim.

Serhat kafamı sikine doğru bastırdı, “Ağzına al yenge!” dedi.

Ağzımı açabildiğim kadar açtım, ama yarısı ancak girmişti ağzıma, onu aldığımda da öğürmeye başlamıştım. Ağzımdan çıkarıp, “Serhat bu çok büyük, alamıyorum!” dediğimde, “Alırsın yenge, alırsın!” diyerek tekrar başımı sikine doğru bastırdı.

Alabildiğim kadarını ağzıma almış, biraz da alıştıktan sonra emmeye başlamıştım. Hiç sesi soluğu çıkmadan ağzımdayken boşaldı hınzır.

Ben kalkıp banyoya fırladım ve kusmaya başladım. Serhat ise beni izliyor ve kahkahalarla gülüyordu. Geri döndüm, “Serhat, bak bu yaptıklarımız ilk ve sondu! Sakın bir yerlerde anlatma, rezil oluruz valla!” dedim ve giymek için külodumu aldım yerden.

Ama Serhat külodumu elimden alıp kenara fırlattı ve “Daha işimiz bitmedi yenge! Abimle evlendiğinizden beri onun seni doyuramadığını biliyorum. Seni abimin hiç sikmediği gibi sikeceğim bu gece!” deyip beni kendine çekti, dudaklarıma yumuldu…

Dudaklarımı koparacakmış gibi öperken nefesimi kesmişti. Bir eliyle belimden çekerek beni kendine yapıştırmış, diğer eli de götümün yanaklarını avuçluyor, yoğuruyordu.

Artık ben kendimi salmıştım ve karşılık veriyordum. Ayakta çılgınca öpüşmeye başladık. Serhat’ın güçlü kollarında sıcakta eriyen tereyağı gibiydim. Vücutlarımız ter içinde kalana dek öpüşüp seviştik.

Bu arada tüm korkularımı ve kaygılarımı unutmuş, açılmaya başlamıştım yavaş yavaş. Yatağa uzandım ve “Hadi aslanım… Gel de söndür yengenin ateşini… Yanıyorum!” dedim, iniltilerle Serhat’ı kolundan tutarak yatağa çektim…

Serhat yine dudaklarıma yapıştı. Kalın ve etli dudaklarım onu çok çekiyordu. Onları somururken, “Senin güzel dudaklarına dünyaları veririm yenge!” diye mırıldandı.

Sonra boynuma, oradan da göbeğime indi. Bu arada elleri boş durmuyor, kocamın neredeyse hiç dokunmadığı göğüslerimi mıncıklıyordu. Avuçlarında kaybolup gidiyordu göğüslerim…

Amıma indiğinde, ben bir kez boşalmıştım bile… İlk kez bir erkeğin dili değiyordu orama… Hep duyduğum, hayalini kurduğum oral seksle sonunda tanışabilmiştim. Diliyle amımı sırılsıklam edene dek yaladı ve arada klitorisimi emmeye başladı. Dudaklarını kadınlığıma dayadı, resmen amımla öpüşüyordu.

Müthiş zevk alıyor ve inim inim inliyordum. Doğrulup bacaklarımı iki yana araladı. Bu defa yarağını ağzıma hiç almamıştım, ama yarağından zevk suları gelmeye başlamıştı. Yarağının başını amıma dayadığında sanki amımda bir yumruk var gibi geldi. Ben daha, “Lütfen yavaş sok Serhat, abinin siki bamya kadar bile değil…” diyene kadar, amıma soktu yarağını.

İlk girdiğinde sadece, “Iıııhhh!” diye bir ses çıktı benden. Her yanım uyuşmuştu. Bu da yetmezmiş gibi, hemen gidip gelmeye başlamıştı.. Ben, “Yavaş hayvan!” diye bağırdıkça, Serhat pis pis sırıtarak ve hiç istifini bozmadan köklüyordu amıma…

Acı ve zevk karışıp gitti birbirine. Kısık kısık çığlıklar atıyordum. Taşakları o kadar büyüktü ki, götüme vurduğunu, o kadar büyük bir yarağa rağmen hissedebiliyordum.

“Yavaş sik orospu çocuğu, amımı dağıttın, senin gibi bir piç daha var mı bu dünyada!” diye yırtınıyordum altında.

Bir süre beni bu pozisyonda sikti. Amım yarağının kalınlığına alışmıştı, ama uzunluğu başıma dertti. Her köklediğinde geri kaçmaya çalışıyordum.

Derken amımdan çıktı ve “Domal bakalım yenge!” diye emretti adeta.

Ben önünde domaldım ve omuzlarımı çökerttim. Amım kabak gibi karşısındaydı. Kalçalarımdan kavradı ve yarağını tekrar amıma soktu. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde ölüyorum sandım. Demek ki bu pozisyonda yarağı daha derine iniyordu. Benim acı içinde inlemem ve bağırmam delirtmişti onu, sert sert köklerken, “Bağır orospu, bağır! Senden ala orospu çocuğu mu olur lan, baksana kaynına veriyorsun!” diye söyleniyordu. Ben sadece,

“Aaaayy, aman, off!” diye inleyebiliyordum. Canım gerçekten çok yanıyordu.

Çok geçmeden bu pozisyona da alışmıştım. Bu defa tatlı tatlı inlemeye başladım, “Serhat’ım, sik beni erkeğim, sikin ne kadar tatlı, ne kadar güzel sikiyorsun yengeni!” dedikçe, Serhat’ın hırıltıları daha da yükseliyor, ama bir türlü boşalmıyordu.

Birden içimden çıktı ve yine sırtüstü yatırdı beni… Aslında bu pozisyonu çok seviyordum. Şimdiye kadar, şişko, kel ve şekilsiz, öküz kocamın yüzüne tahammül etmiştim. Oysa Serhat oldukça yakışıklıydı ve boğum boğum kasları olan bir erkeğin beni eze eze sikmesi müthiş bir zevkti.

Bacaklarımı omuzuna aldı ve eliyle yarağından tutarak amıma dayadı. Yine birden bire köküne kadar sokmuştu.

“Aayyyy!” diye çığlık attım yine. En derine girmişti yarağı… “Lan piç, her seferinde bağırtma beni, tatlı tatlı sikeceksen sik işte!” diye söylenirken, Serhat amıma kocaman yarağını pompalamaya devam ediyordu…

Bir elini yatağa dayamış, diğer eliyle boynumdan yakaladığı gibi üzerime abandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Anestezi etkisi yapmıştı bu ateşli öpücük. Çok geçmeden Serhat adeta yaralı bir hayvan gibi böğürerek, içimde volkan gibi patlamıştı.

“Eyvaah, Serhat naaptın sen yaa? Korunmuyorum!” diye hayıflanarak söylenmeye başladım. O ise yüzünde mutluluktan uçar bir tebessümle, “Abimle bu aralar bir sikişsen hiç fena olmaz yenge!” diyerek üzerimden kalktı.

Kocaman yarağının ucundan dölleri sarkıyordu. Yarağını ağzıma dayadı. Ben de yine alabildiğim kadarını ağzıma alarak, yarağında kalan tüm dölleri emdim. Sonra birlikte duş aldık, tekrar yatağa girdik, sabaha kadar sevişip sikiştik ve birbirimize sarılarak uyuduk.

Sabah kahvaltıdan sonra Serhat, “Yenge ben çıkıyorum, akşama istediğin bir şey var mı?” diye seslendi.

Akşama geç kalmamasını rica ettim ve uğurladım. Akşam saat 20:00 sularında Serhat geldiğinde, ben henüz dinlenememiştim.

“Ne o yenge, çok bitkin görünüyorsun?” deyince, “O yarağı sen yesen, sen de bitkin görünürdün!” diye cevap verdim. Akşam yemeğine oturduğumuzda, yemeğini çabuk çabuk yemeye başladı.

“Yavaş yesene, acelen ne?” dedim. Serhat yine pis pis sırıtarak, “Yemekten sonra tatlı olarak seni istiyorum yenge!” dedi.

“Aaaa, hayır Serhat yaaa, lütfen ama, bana da acı, ben de insanım, sabaha kadar siktiğin yetmedi mi?” dedim.

Ama o sırada bacaklarımın arasında bir şey hissettim. Eğilip baktığımda, ayağıyla amımı okşamaya çalıştığını gördüm.

“Deli oğlan!” diyerek gülümsedim ve ekledim, “Ama bu akşam hiç heveslenme, amım dağıldı, sikişemeyiz!” dedim. Serhat yemeği bırakıp, ayağa kalktığı gibi beni kucakladı ve yine yatak odasına götürdü… Ona yalvarırcasına, “Ne olur bu akşam sikme, sonra yine sikersin, çok yorgunum!” dedikçe, o başını hayır der gibi iki yana sallıyordu. Yatağa yatırdı ve

“Merak etme yenge, çok uzun sürmeyecek!” dedi.

Çırılçıplak kalana dek soyundu. Yarağı henüz kalkmamıştı, ama bu haliyle bile kocamın sikinden çok büyüktü. Ben yarağına bakarken, “Soyunsana amına koyduğumun orospusu!” diyerek yüzüme hafif bir tokat attı.

Sanki robot gibiydim, tokadı yer yemez soyunmaya başladım ve bir çırpıda çırılçıplak kaldım. Bir an önce ne olacaksa olsun istiyordum. Ağzıma almamı istediği yarağını bu haliyle zorda olsa hepsini ağzıma almış, emmeye başlamıştım. Birkaç saniyede yine o ihtişamına kavuşmuştu.

Domalmamı istedi, ben de domaldım. Götüme parmağını soktuğunda canım çok yandı.

“Aaaaahhh! Naapıyorsun lan?” diye bağırdım ve arkama dönüp baktığımda parmağını götümden çıkardı.

“Bana zorluk çıkarırsan canın çok yanar yenge, madem amın dağıldı, bu gece de götünü sikeceğim!” deyince, ben ayağa kalkmaya çalıştım, ama Serhat’a gücümün yetmesi mümkün değildi.

Çaresiz olacakları beklemeye başladım. Götümün deliğini sırılsıklam yapana kadar yaladı ve tükürükledi. Ben az önce parmağının verdiği acıyla yarağının götüme nasıl gireceğini düşünürken, o yarağının kafasını götüme dayamıştı bile.

“Bağırma sakın!” dedi ve birden yüklendi. Beynim karıncalanmış, gözlerimde şimşekler çaktı.

“Ooouufff!” diye bir ses çıktı benden, ardından, “Orospu çocuğu yırttın götümü!” diye bağırdım. Serhat kaçamayım diye kasıklarımdan tutmuş, kıpırdamadan bekliyordu.

Ben götten sikilmek çok ta kötü değilmiş diye düşünürken, içimi adeta parçalarcasına sokmaya devam etti. Meğer daha yarısı girmemiş.

“Serhat noolur yapmaaa, çok canım acıyoor!” diye ağlamaya başladım.

“Sus amına koduğumun orospusu, sidikli kızlar gibi ağlamayı kes!” diye azarladı ve götüme pompalamaya başladı.

Benden çıkan acı dolu sesler onu çıldırtmıştı adeta, daha hızlı gidip geliyor, götüm cayır cayır yanıyordu. Çok geçmeden boşaldı götümün içine. Halen iki gözüm iki çeşme ağlıyordum. Yarağını götümden çıkardığında, gazoz şişeleriyle parmağımızla oynarken çıkan sese benzer bir ses çıktı. Göt deliğimin kapanmadığını hissediyordum. Yanıma uzandı ve “Bebişiim, tatlı yengem benim, hadi ağlama artık, bak bitti işte! Bundan sonra seni yaraksız bırakmayacağım!” diye teselli ediyor, nazikçe dudaklarımı öpüyor, göğüslerimi okşuyordu.

Yarım saat kadar yattıktan sonra kalktık ve duş alıp, kalan yemeğimize devam ettik.

Ertesi gün öküz kocam İzmir’den döndü. Ama Serhat’la sikişmelerimiz her fırsatta devam ediyor…

Leave a Reply

Your email address will not be published.